Genel Başkanımız TBMM’de Terörsüz Türkiye’yi Anlattı

Genel Başkanımız Orhan Aydın, TBMM’de “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda , TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un ve komisyon daveti üzerine ASKON olarak sürece ilişkin görüşlerimizi sundu.  

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında TBMM’de gerçekleştirilen komisyon toplantısında genel Başkanımız yaklaşık 20 dakikaya yakın ASKON’un sürece ilişkin görüş ve önerilerini komisyona aktardı.

Başkan Aydın’ın konuşmasından bazı kesitle şu şekilde;

Huzur yoksa yatırım olmaz, güven yoksa üretim olmaz

ASKON olarak bugün çalışmalara destek vermek üzere, sürece katkı sunmasını umduğumuz bazı hususlara değinmek isterim.   İnşallah, maksadımız hasıl olur ve bu büyük acının kapanmasına katkı sunar.

Şunu çok iyi biliyoruz: Huzur yoksa yatırım olmaz, güven yoksa üretim olmaz, birlik yoksa ihracat olmaz.

Dünyanın neresinde olursa olsun iş insanları her daim güvenli limanları tercih eder.

İşletmeleri veya şirketleri bir yerde yatırım yapmaya iten temel faktörler; hammadde, yarı işlenmiş mamul, enerji pazarına yakın olma, bol ve nitelikli işgücü gibi faktörlerdir. Ancak bütün bu faktörlerin cazibesine ve devletin teşvikine rağmen, adı terör ile anılan bölgelere gidilememesi, yapılacak yatırımın güvenliğinin ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

Terörden arınmış bir Türkiye; daha güvenli, daha huzurlu ve yatırım ortamına açık bir Türkiye demektir. Bu, aynı zamanla müreffeh, mutlu ve huzurlu insanlar demektir.

Unutmayalım ki, bir fabrikanın bacasından tüten duman, sadece üretimi değil, aynı zamanda huzuru da temsil eder.

Bir işletmenin kapısında işe giren her genç, artık üretken bir gençtir. Bir bakıma aslında terör örgütlerinin pençesinden kurtulmuş bir genç demektir.

 

Komisyonumuzun çalışmalarına destek olması inancımızla çok boyutlu yaklaşımların bir parçası olarak, İş dünyası adına ekonomik kalkınma için bazı somut önerileri sizlere arz etmek isteriz.

ASKON olarak ülkemizin kalkınması adına her daim en çok önerdiğimiz model, sektörel kümelenme modelidir. Yani her bölgenin kendi gücüne göre ihtisaslaşması, kendi potansiyelini üretime dönüştürmesi…

 

  • Tarım, hayvancılık, turizm dediğimizde Şanlıurfa, Van, Hakkari
  • Mardin ve Şırnak turizm, lojistik ve enerjide,
  • Ağrı ve Iğdır tarımsal sanayi ve sınır ticaretinde,
  • Şanlıurfa ve Diyarbakır gıda işleme ve tarım teknolojilerinde uzmanlaşabilir.
  • Batman petrol ürünleri ve türevleri. Bu örnekleri tüm ülkemize yayabiliriz.

 

Bu yaklaşım sayesinde şehirlerimiz kendi sektöründe birer uzmanlık merkezi olacaktır. Terörün tamamen son bulması ve bu bölgelerin artık terörle anılmamasının akabinde bu şehirlerde teşviklerin tesiri ve verimliliği artacak şehirlerimiz kalıcı olarak belirli alanlarda marka haline geleceklerdir.

Kümelenme modeli ayrıca sanayiyi değil; yan sanayiyi, hammadde yatırımlarını ve lojistik altyapıyı da beraberinde getirecektir. Yani bir şehirde ana sanayi geliştiğinde, etrafında onlarca farklı yan işletme de doğacak, bu da çarpan etkisiyle bölgenin gelirini katlayacaktır.

Her bir şehir, kendi alanında bir cazibe merkezi olabilir.

Ülkemizde bölgesel gelişmişlik farklarını azaltma amacıyla uygulanan teşviklerden illerimiz yoğun şekilde yararlanmaktadır. Özellikle  6. Bölge teşviklerinden istifade eden illerimiz için devletimiz tarafından çok önemli teşvikler sunulmaktadır. Mevcutta emek yoğun sektörlerimiz  ve  bölgede yer alan illerimizdeki bazı firmalar bu çok önemli avantajlı teşvikleri alsalar dahi üretim ve ihracatta terör nedeni ile zorlanmış, bazıları ise faaliyetlerine son vermişlerdir.

Terörsüz Türkiye ile  6. Bölgede bulunan bu firmalarımız bu engelden kurtulacak ve daha çok üretim ile ihracatımıza yüksek oranlarda katkı sunacaklardır. Bu şekilde yerelden kalkınma ile ülkemiz top yekûn kalkınacaktır. Bu kalkınmanın sağlanabilmesi için yeni yapılanma ve ihya sürecinde bölgesel kümelenme ile birlikte şehirlerimizi mevcut teşviklere ek yeni teşvik modelleri çalışılmasını öneriyoruz. 

Bölgesel kümelenme ve yeni teşvikler ile Terörsüz Türkiye ile birlikte Küresel ticarette yeni bir misyon ve yeni bir vizyona bürünecek olan 6. Bölgenin adını ‘Küresel Rekabet Bölgesi’ adı ile de adlandırabiliriz. 

Açıklanacak paketin adını da ‘Güçlü Türkiye Yatırım Programı’ olarak olmasını öneriyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, şu an da birçok alanda büyük çalışmalara imzalar atmış ülkemiz Terörsüz Türkiye ile birlikte artık çok daha Güçlü bir Türkiye olacaktır.

 

Sanayi tek başına yeterli olmayacaktır

Bir bölgenin kalkınmasında elbette ki Sanayi tek başına yeterli olmayacaktır. Üniversitelerimizin ve meslek yüksekokullarımızın da bu kümelenme stratejisinin bir parçası olması gerekiyor.

 Üniversitelerimizin de bu vizyonla ihtisaslaşması, meslek yüksekokullarının doğrudan sanayiyle iç içe olması gerekiyor. Böylece yerelde eğitim – yerelde istihdam modelini hayata geçirmiş olacağız.

Eğer, Van ve Hakkâri’yi tarım ve hayvancılıkta uzmanlaştırıyorsak, oradaki üniversitelerde tarım teknolojileri, veterinerlik, gıda mühendisliği gibi bölümler artırılmalı ve daha işlevsel hale getirilmelidir. Teşvikler de bu yönde daha çok artırılmalıdır.

Eğer, Mardin ve Şırnak’ı lojistik merkezi yapıyorsak, üniversitelerinde lojistik yönetimi, ulaştırma mühendisliği gibi bölümlere ağırlık verilmeli ve teşvikler de yine bu sektörlere özel daha çok artırılmalıdır.

Böylece gençlerimiz hem kendi şehirlerinde okuyarak kalacak, hem de mezun olduktan sonra doğrudan yerelde iş bularak şehrin kalkınmasında aktif rol oynayacaklardır.

Bunu başardığımızda, gençlerimiz doğup büyüdükleri şehirlerde okuyacak, üretecek, istihdam edilecek. Büyük şehirlere göç etmek zorunda kalmayacak. İşte o zaman Anadolu’nun her köşesi kalkınacak, Türkiye’nin tamamı güçlenecektir.

Üniversite ve sanayi iş birliği ile aynı zamanda yerel işletmelerin sayısı artacak, yan sanayi güçlenecek, hammadde yatırımları yapılacak, turizm ve hizmet sektörleri de gelişecektir. Bu da bölgemizin hem ekonomik hem de sosyal açıdan cazibesini yükseltecektir.

 

 

Paylaş

Benzer Yazılar